27 Haziran 2025 Cuma

Sisteki Gölge

SİSTEKİ GÖLGE

Sisler içinde , 
Gölgen kaçarken , 
          Senden saklanırken , 
Işık neyi anlatır sence?
Ya gözler bulanık , 
Ya yalnızlık dem vurur etrafını.

                         Yigit Brave Cesur
                          21 Haziran 2025


---------------------------------
THE SHADOW IN THE MIST

Within the mist,
Your shadow flees,  
Hiding from you—  
What does the light speak of, then?  

Eyes blur,  
Or loneliness hums around you.  

                       Yigit Brave Cesur
                        June 21, 2025





Kör Ayna

KÖR AYNA 

Senin bulunduğun yerde,
                   beni bulamazsın.
Beni bulman icin ,
              kendini araman gerek..
Asla bu sen'e ,
              istediğin beni , 
                                teslim etmem.

                                  Yigit B.Cesur
                                   25 Haziran 2025


--------------------------------------------------------

BLIND MIRROR

Where you are,
         you cannot find me.
For you to find me,
          you must seek yourself.
Never to this "you"
         will I surrender
                        the "me" you desire.
           
                          Yigit B.Cesur
                           June 25, 2025






Sen hangisisin?

SEN HANGİSİSİN? 

Rüzgâr aldı götürdü, 
        hem tüyü   
                     hem yaprağı…  
Biri 'düştüm' diye üzüldü, 
               öteki 'uçtum!' diye güldü.
                            
                          Yigit Brave Cesur
                           23 Haziran 2025


-----------------------------------------

WHICH ARE YOU? 

The wind took it away, 

        both the feather 

                   and the leaf…  

One was sad saying ‘I fell’, 

             the other laughed saying ‘I flew!’

                            

                          Yigit Brave Cesur
                           June 23, 2025






-----------------------------------------

18 Haziran 2025 Çarşamba

Sendeki Ben, Bende Kalan Sen



Sendeki Ben, Bende Kalan Sen

Ne gözyaşı,
ne hüzün,
ne de duygusallık kalmış.

Katmanlasarak,
Adına da "tecrübe" demişiz.

Ama hayat,
kendi yolunda ilerliyor —
bencil bir yoldaş gibi,
ardına bakmadan zamanın .

Ben ise, 

her gecen gun ,seni ozluyorum, 

sendeki beni ,

ve 

bende kalan seni.

                                   18 Haziran 2025


-----------------------------------


The Me in You, The You Remaining in Me

No more tears,

no sadness, 

nor sentimentality left. 


Layer by layer, 

we've called it "experience." 

But life, moves on its own path — 

                like a selfish companion, 

                        never looking back at time. 


As for me, 

every passing day, I miss you, 

the me in you, 

and 

the you that remains in me. 

                                             June 18,2025 






13 Haziran 2025 Cuma

Finansın Acı Dersi: Kendi Pusulasını Yaratmak




Finansın Acı Dersi: Kendi Pusulasını Yaratmak


Finans piyasalarında ömür tükettikçe, özellikle de cebimden çıkan paralarla aldığım "acı gerçek" dersler, beni öyle prensiplere itti ki, şimdi dönüp bakınca ne kadar paha biçilmez olduklarını görüyorum. Hani derler ya, "tecrübe, bedel ödeyerek kazanılır." Neyseki , hic de öyle butuk bedellerden  kucuk sıyrıklarla bedeli odedim. Cok şükür.

Mesela, bu minnacık portföylerde bile, öyle tek bir hisse çıkar ki, tüm portföyü kurtarır, hatta uçurur. Hele o borsa denen koca çarşının dizlerinin bağı çözülmüşken, işte o zaman bu "tek atlar" sahneye çıkar. Ders kitabından değil, direkt hayatımdan örnek vereyim: Bir dönem, biraz acemi zamanlarımda ama büyük bir araştırma ile yarattığım bir portföyde PLTR ve QCOM'a yatırım yapmak. Sonuç mu? O iki hisse, portföydeki diğer 10 hissenin toplam getirisinden daha fazlasını fısıldadı kulağıma. Hani derler ya, "azı karar çoğu zarar", bizde azı hem karar hem de paçayı kurtaran oldu.
Peki, bu işin kerameti ne? Neden bazı hisseler, koca bir ormanı tek başına taşıyan karıncalar gibi?

Hep bir desen aradım. Hatta her hissenin kendi desenini. Cunkü, buyukler , kendi aralarında işlem yaparken , bu deseni kullandıkları hep teorisi haline getirdim. 
Hatta , yeni dönemin yetenek finansörleri,  kimleri beslediğini öğrenmek için çabaladım. 
Kendime özgü düşünce ve hipotezler ürettim. 

Yatırımda benim pusulamı belirleyen, kaybolduğumda yönümü gösteren bir de Peter Lynch'in fısıltıları oldu. (Çokça yatırım kitabı ve gurularını okudum.)

Peter Lynch'in de vurguladığı gibi, finans piyasalarında bazen 'profesyonel' olarak adlandırılan BAZI kişilerin tavsiyeleri konusunda temkinli olmak faydalı olabilir. Kendisi bile %40 hata payıyla çalıştığını ifade ederken, dışarıdan gelen her yönlendirmeye sorgusuz sualsiz güvenmek yerine, kendi araştırmamıza ve muhakeme yeteneğimize yatırım yapmak daha mantıklı görünüyor. Çünkü bu piyasanın dinamikleri içinde, bir 'uzman'ın bugün verdiği bir kararın yarın değişip değişmediğini, ya da o kararın arkasındaki motivasyonun ne olduğunu her zaman bilmek mümkün olmayabilir. Bu noktada kendi birikimlerimize ve kendi süzgeçlerimizden geçen bilgilere dayanmak, daha sağlam adımlar atmamızı sağlayacaktır.

Bu yüzden, Lynch derdi ki, "kendi kaynaklarını değerlendir!" Yani kendi sokağını, kendi işini, kendi bildiğin şirketi. O en afili analistlerin, çalı gibi türeyen borsa milyonerleri ve bu kişilerin peşine taktığı sevgili müritlerin, en cafcaflı tavsiyeleri bile, senin kendi araştırmanla paralel gitse bile, onları bir kenara itiver. Çünkü artık o arkadaşların neyin nesini, hangi geçerlilikte söylediğini bilemezsin. Belki de dün akşamki yemek faturasını çıkarıyorlardır senden. Biraz şeffaflık, lütfen!

Şimdi tüm bu anlattıklarım, benim o kaybederken öğrendiğim acı gerçeklerin, temel prensip tecrübelerine dönüşmesinin bir özeti. Benim bedellerim biraz yüklü oldu ama değdi. Özellikle işitme sorunum gibi kendi olabilirliğim doğrultusunda kendime bir yol bulmak için uğraştım, çünkü bazı sesleri daha net görebilmem ve anlayabilmem gerekiyordu.

Artık, tüm araştırmalarımı, kimseye muhtaç olmadan, kendi yazdığım kodlarla ve API'ler ile istediğim dataya ulaşarak yapıyorum. Tüm süzgeçleri, parametrik ve optimizasyonel ölçümleri, hani şu üniversitede dersini aldığımız ama hayatta karşılığı yok sandığımız bilgileri kullanarak, kendi kararlarımı veriyorum. İstatistik mi dediniz? Her şeyi unutulmasın, ben daha çok öğrenmeye çabalıyorum. Adeta finans piyasasının Sherlock Holmes'u oldum, delilleri kendim topluyorum.

Şimdi diyeceksiniz, "Yahu, bunları ben de öğrenmek zorundayım mı?"

Cevabım: Koskocaman "HAYIR!"

Çünkü bu seviyeye gelebilmem için, önce Trading'in temellerini, o kuru kuru fundamentallerini iliklerime kadar hissetmem gerekti. Hani bir bina yaparsın, temeli sağlamsa üstüne kat çıkarsın ya, benimki de o hesap. Temelsiz kod, temelsiz analiz, hepsi koca bir balon.

Neyse, lafı uzatmayayım. Kriptolar ve o konudaki cehalet üzerine de birkaç kelam edeceğim bir yazı geliyor. Bakalım o zaman kimin cahilliğiyle dalga geçeceğiz, tabii ki yine biraz kendimle başlayarak...


                                                                                                    7 Haziran 2025


-------------------------------------------------------------------------------------------------------

The Bitter Lesson of Finance: Crafting Your Own Compass


As I've worn out my life in the financial markets, especially with the "harsh truth" lessons I paid for out of my own pocket, I've been pushed toward principles that now, looking back, seem priceless. They say "experience is bought with a price." Thankfully, I paid that price with just small scratches, not huge sums. Thank God.

For instance, even in these tiny portfolios, there's always that one stock that emerges to save, even rocket, the entire portfolio. Especially when the knees of that giant marketplace called the stock exchange buckle, that's when these "one-shot wonders" step onto the stage. I won't give you textbook examples, but straight from my life: There was a time, in my somewhat novice days, when I built a portfolio with extensive research, investing in PLTR and QCOM. The result? Those two stocks whispered more returns into my ear than the combined gains of the other 10 stocks in the portfolio. You know the saying, "less is more," for us, less was both enough and a savior. So, what's the magic behind this? Why are some stocks like ants carrying an entire forest by themselves?

I've always looked for a pattern. In fact, a pattern for each stock. Because I've always theorized that the big players use these patterns when trading among themselves. I even tried to figure out who the new generation of talented financiers were feeding. I developed my own unique thoughts and hypotheses. If I have a theory, I always keep a counter-theory in my back pocket.

My compass in investing, the one that guides me when I'm lost, also involved the whispers of Peter Lynch. I've read many investment books and gurus. As Peter Lynch also emphasized, it can be beneficial to be cautious about the advice of some individuals labeled as 'professionals' in the financial markets. When he himself stated that he operated with a 40% margin of error, it seems more logical to invest in our own research and judgment rather than blindly trusting every piece of external guidance. Because within the dynamics of this market, it might not always be possible to know if an 'expert's' decision today will change tomorrow, or what the motivation behind that decision truly is. At this point, relying on our own accumulations and information filtered through our own understanding will allow us to take more solid steps. Perhaps some folks are just trying to cover last night's dinner bill with our money, what do you say? A little transparency, please!

That's why Lynch used to say, "evaluate your own resources!" Meaning your own street, your own business, the company you know. Even the most polished advice from those high-flying analysts, the stock market millionaires popping up everywhere like weeds, and their dear disciples, even if it runs parallel to your own research, just push it aside. Because you can no longer truly know the nature or validity of what those friends are telling you.

Now, all I've told you is a summary of those bitter truths I learned through losing, which transformed into fundamental principles of experience. My costs were a bit steep, but it was worth it. Especially with my hearing problem, I struggled to find my own path within my capabilities, because I needed to see and understand some voices more clearly.

Now, I do all my research, without needing anyone else, by accessing the data I want with my own code and APIs. I make my own decisions using all the filters, parametric and optimization measurements—those pieces of knowledge we learned in university but thought had no real-world application. Statistics, you ask? Don't forget anything, I'm trying to learn more and more. I've become the Sherlock Holmes of the financial markets, gathering the evidence myself.

Now you'll say, "Well, do I have to learn all this too?"

My answer is a colossal "NO!"

Because to reach this level, I first had to feel the fundamentals of Trading, those dry, basic principles, down to my bones. It's like building a house; if the foundation is solid, you can build floors on it. Mine's the same. Baseless code, baseless analysis—all just a big bubble.

Anyway, I won't drag this out. An article about cryptocurrencies and my ignorance on that topic is coming. Let's see whose ignorance we'll be making fun of then, starting with a bit of my own, of course...

                                                                                                           June 7, 2025







12 Haziran 2025 Perşembe

Azınlık



Azınlık 

Yalnızlık ,
duvar dışındaki kalabalıklar değildir.
Yalnız,
dört duvarımızın içindeki azınlığın,
                         seni hiçe saymasıdır.

                                12 Haziran 2025


--------------------------------------------


Minority

Loneliness,
is not the crowds beyond the walls.
Alone,
is the minority within our four walls,
                                  dismissing you.

                                   June 12, 2025






10 Haziran 2025 Salı

Yolun açık olsun



Yolun acik olsun!

Benden iyisi varsa,
Yolun açık olsun.

Ama senin için,
En iyisi benim.

Geç fark edersin,
Geç olur bildiğinde.
Ve o zaman anlarsın;
Hayatın sessiz cezasıdır,
Ömür boyu çekeceğin

                        10 Haziran 2025
                         @Sleep Study


-----------------------------------------------

May your path be open! 

If there's someone better than me, 

May your path be open. 

But for you, 

I am the best.

You'll realize it late, 

It will be too late  

               when you do. 

And then you'll understand; 

It's life's silent punishment, 

That you'll endure lifelong.

                               June 10, 2025

                                @Sleep Study











Yalnızlık sempozyumu

YALNIZLIK SEMPOZYUMU 


Bomboş auditorium.  
Sessizliğin ağırlığı çökmüş,
Zaman donmuş,  
Işık karanlıkta saklanır gibi,
Senden baska kimse yok. 
Ne konusan var dinleyesin, 
Ne de konuşsan bile dinleyecek.

Yalnızlığın sempozyumu olsa, 
En iyi  hiç kimsenin olmadığı yerde,
Ancak bu kadar anlaşılır YALNIZLIK. 

                          10 Haziran 2025
                           @Watermark

‐-----------------------------------------------------------

LONELINESS SYMPOSIUM



Empty auditorium.

The weight of silence has fallen,

Time is frozen,

As if light hides in the darkness,

There is no one but you.

No one listens to you,

Nor will anyone listen even if you speak.

If there were a symposium of loneliness,

The best place is where no one is,

However, LONELINESS can only be understood this much.


                        June 10, 2025 
                        @Watermark

5 Haziran 2025 Perşembe

Sevgili Gunluk


Sevgili günlük,

İnsanlar beni nasıl bu kadar çok tanıyor ve konuşuyorlar?

Yoksa sen misin beni ve sırlarımı deşifre ediyorsun?

                                                                   5 Mayis,2025


--------------------------------------------------------------------------


Dear Diary


Dear Diary,

How do people know me so much and talk about me?

Or are you the one who is deciphering me and my secrets?

                                                                    May 5, 2025






Bir sozcukten fazlasıdır Dedikodu



– Frida Kahlo’yu tanıyor musun?

– Evet evet, tanıyorum.

– Kimdi o?

– Meksikalı, tanınmış biri.

– Ha, tanıyorsun yani?

– Canım... İsmini duydum.

İşin enteresan tarafı,

benim ismimi bile bilmeyenler

beni tanıdığını zannediyor.

Belki de çoğumuz,

birbirimizin sadece klişelerini “tanıyoruz.”

Beni tanımış olmanız,

size bir yerden tanıdık gelmemden olabilir mi?

Çünkü...

Adımı duymakla, beni tanımak arasında,

                                                  hayatım var.

                                                  21 Nisan, 2025






Gossip is More Than a Word


– Do you know Frida Kahlo?

– Yes, yes, I do.

– Who was she?

– She’s Mexican, a well-known person.

– Oh, you know her?

– My dear… I’ve heard her name.

The interesting part is,

those who don’t even know my name

think they know me.

Perhaps most of us,

only “know” each other’s clichés.

Could it be that you know me because you know me from somewhere?

Because…

Between hearing my name and getting to know me,

There’s MY life.

                                                                    April 21, 2025





Laf




LAF


Ve 

Bazen insan bir sey konusmak istemiyor, 

ve 

zaten , 

sustugunda seni daha cok konusuyorlar.

                                              11 Ocak, 2025

----------------------------------------------------


WORD


And

Sometimes a person doesn't want to talk about anything,

and

anyway,

when you stay silent, they talk about you more.

                                                                January 11, 2025





Alice Hâlâ Yeryüzünde!!


 

İzlerken filmden kısa bir diyalog kulağıma takıldı:

— “Alice gerçekten tavşan deliğine düşmüş.”  (Alice has fallen down the rabbit hole )
— “Alice hâlâ yeryüzünde!”      ( Alice is still terra firma )

 3 Christs filminden

Sonra aklıma Bukowski geldi.( Tarzını değil ama felsefesini severim. )
“Either I work at the post office and go crazy, or I work for you and starve. I’ll try starving.”

Türkçesi en sade haliyle şöyle:
“Ya burada postanede çalışırım, kafayı yemeye devam ederim,
ya da seninle çalışırım, aç kalırım.
Ben aç kalmayı tercih ederim.”

Belirsizliği göze alarak kendi hakikatini yaşamayı seçmek. "Ben aç kalmayı tercih ederim" demesi, belki de kendi tavşan deliğini bilinçli seçmesi...

Hepimiz bazen hayatın gerçekliğinden kopar, “tavşan deliğine” düşeriz. Bu, içimizdeki kaosu, bilinmeyeni, kayboluşu simgeler. Hatta travma. Zihnimiz labirent, kafamızda binbir soru; dünya bir anda bambaşka bir yer olur. 

Ama ilginç olan şu: Alice hâlâ yeryüzünde!

Düşmüş olabiliriz ama tamamen kaybolmadık. 

“3 Christs” filmindeki bu iki cümle ve Bukowski’nin seçimi, hayatın karmaşasında kaybolmuş ama hâlâ ayakta kalmaya devam eden herkese selam gibi geliyor bana.

Kendini bazen kaybolmuş hissedenlere: Düşmek kolay, ama hâlâ yeryüzünde kalabilmek ve durabilmek  en büyük gücümüzdür. Her Ayaga kalktiginda , hicbir seyin ayni olmadigini ogrendigim onlarca yasanmisligim gibi. Bu da gecer ama beni daha da olgunlasiyorum her seferinde.Belki de her bu  gidip geliş, insan olmanın ta kendisidir.

Bu karari almakta cok yakindir. Yani bir "Bukowski" kadar olabilmek.
Direnmenin gizli guzelligi herseye ragmen, 
Ayaga kalk !

Kendime fisildiyorum artik ciglik atar gibi...

“Alice hâlâ yeryüzünde!”

Sevgilerle, 

-Bir baska Alice-

                                                           3 Mart, 2025


-------------------------------------------------------------------------------------------------------------------


Alice is Still on Earth!! 


While watching, a short dialogue from the movie caught my ear:


— “Alice has fallen down the rabbit hole.” (Alice has fallen down the rabbit hole)

— “Alice is still on earth!” (Alice is still terra firma)


From the movie 3 Christs


Then I remembered Bukowski. (I don’t like his style, but his philosophy.)

“Either I work at the post office and go crazy, or I work for you and starve. I’ll try starving.”


In its simplest form, it is:

“Either I work at the post office here and continue to go crazy,

or I work with you and starve.

I’d rather starve.”


Choosing to live your own truth by taking the risk of uncertainty. Saying “I’d rather starve”, perhaps consciously choosing your own rabbit hole…

We all sometimes break away from the reality of life and fall into the “rabbit hole.” This symbolizes the chaos, the unknown, and the loss within us. In fact, it is trauma. Our minds are labyrinths, thousands of questions in our minds; the world suddenly becomes a completely different place.

But the interesting thing is: Alice is still on Earth!

We may have fallen, but we are not completely lost.

These two sentences from the movie “3 Christs” and Bukowski’s choice seem like a greeting to everyone who is lost in the chaos of life but still continues to stand.

To those who sometimes feel lost: It is easy to fall, but being able to stay on Earth and stand is our greatest strength. Every time you stand up, like the dozens of experiences I have experienced, I have learned that nothing is the same. This too will pass, but I mature more each time. Maybe every coming and going is the essence of being human.

It is very close to making this decision. In other words, to be as good as a “Bukowski”.

The secret beauty of resistance is, despite everything,

Stand up!

I whisper to myself now, almost screaming...


“Alice is still on Earth!”


With love,

-Another Alice-

                                                                                                  March 3, 2025






Codex - Kırılgan Parsömenler




Aslında kendimi bildim bileli notlarım , yazılarım , şiirlerim vardır. Şiir yazmayı hep sevmişimdir , ama nedense yazıları az yazardım ama şiirleri az okurdum. 


Kısa sözle çok anlam içeren her düşünce bicimi  ilgimi çekmiştir. 


Yaşam akisi içinde uzun zamandır ara vermiş olsam da, hep düşüncemden sarkanları hep not almışımdır. 


Günlük yazmak hiç tarzım olmadı ama bu konuda dönüşüm içine girdim sanırım. 

Yaşadıklarımız, gözlemlediklerimiz, hatta düşündüklerimiz bile tecrübeye dönüştüğünü daha iyi anliyorum. Her nefes alışın bile öğrettiği.. O yüzden tum bunları günlük tarzında değil , eleştirel düşüncenin izinde yazmayı tercih ediyorum. İçine hayatım olan , cümlelerimi denemelere dönüştüruyorum. Kişiler, isimli isimsizlerdir  bende. Isimleri vermem , soran olursa yüzlerine söylemeyi yeğlerim . Saygı esastır her zaman. Yüzüme ya da kalbime atılan tokatta olsa, tebessüm de.


Bu yazilara CODEX adini verdim. 

Biriken parsömenlerim gibi , Okunduğunda, kitap gibi hayatımı anlatan bir derleme.

Tıpkı  Codex icadından Pavlus'un yazdıklarını Hristiyanlık inancını yaymaya baslamaya yardımcı olması gibi.

Tıpkı her kutsal kitapta söylemek istenilenin  ucu açık bırakılması gibi ben de yazarken anlamın ucunu açık bırakıyorum.
Herkes nasılsa öyle anlasın diye…


                                                                                              2 Haziran 2025


Gri




GRI 

Savastigin herkes dusman degildir,  

Sana yardim eden herkes dostun degildir.


                                     Subat 21, 2025



-------------------------------------------------------------

GREY 

Not everyone you fight is an enemy,

Not everyone who helps you is a friend.


                                     February 21, 2025





Bugün

BUGÜN   Yeni bir hikaye yazmak gerek.  Miladı bugün ,  Tıpkı reenkarnasyon gibi. Ve hikaye başlar.               Yigit B. Cesur             ...