Thales’in Kuyusu
Thales, gözlerini gökyüzünden ve gezegenlerin hareketlerinden ayırmayan bir filozoftu.
Bilgiyi kazanç için değil, gerçeğe ulaşmak için arıyordu. Bir gün, bahçede yürürken, yukarıya öylesine
odaklanmıştı ki bir kuyuya düştü. İnsanlar onun bu hâline güldüler.
“Önünü bile göremeyen bu yaşlı adam, yıldızları nasıl anlayacak?” diye alay ettiler.
Hatta bazıları, “Madem bu kadar bilge, neden zengin değil?” diye sordu.
Belki haklıydılar. Ama sadece gördüklerine inananlardı, ya da sadece duyduklarina.Bu sadece bir kazara düşüş değil; insanın bilgiyle hayat arasında kurmaya çalıştığı o hassas dengeydi.
Ama Thales’in amacı zenginlik ya da değersiz metalleri altına çevirmek değildi.O gun , Yine de, Thales,
insanlara bilginin değerini onların anlayacağı şekilde göstermek istedi. Ve dogru bildigini yapmaya
devam etti. Sahip olduğu bilgi sayesinde, bir sonraki baharda zeytin hasadının çok verimli olacağını
tahmin etti.
Civardaki tüm zeytin sıkma makinelerini satın aldı ve topladı. Zamanı geldiğinde, zeytinler Thales'in
tahmin ettiği gibi bol miktarda hasat verdi. Ancak, insanların elinde bu zeytinleri sıkıp yağını çıkaracak
yeterli sayıda makine yoktu. Thales, tüm makineleri toplamıştı ve kapısına gelip makine isteyen herkese
yüksek fiyattan satışını yaparak iyi bir kazanç elde etti.
Bu, sessiz ama derin bir direnişti. Kendi değerini sessizlikle gösteren bir insanın cevabıydı bu.
Thales’in kuyusu, insanın duygusal, finansal ve psikolojik olarak en dip noktasını görmesini simgeliyor.
Kuyu, bu derinliklerin, en zayıf, en kırılgan, belki de en kaybolmuş hissettiği anları ifade eder. Belki
de insan en büyük kararlarını, dibe çarptığı yerde verir. Kuyuların dibi bazen geleceğin filizlendiği
yerdir.
Ancak, bu düşüş, aslında bir ayağa kalkış hikayesidir—belki de hasadı alma zamanıdır.
Çünkü bazen en büyük hasat, kuyunun dibinde başlar.
Bu kuyu ,metaforunu ben cok sevdim.
Bazen kuyu ne kadar derin olursa olsun , gorebildigin sadece ya gokyuzu ya da yildizlardir, bir umut ,
bir direnis gibi. İşitme kaybı ve tinnitus, sesleri değil ama Sessizlikten kaçamadım.
O yüzden içime döndüm. Belki de orası hep bekliyordu beni. ( Adini ne koyarlarsa koysunlar).
Sessizlik geldiğinde, konuşmak değil, düşünmek istersin.
Düşündükçe içeriye doğru çekilirsin.
İçeride kalmak, bir sistem gerektirir — çünkü sessizlik dağınıklığı kaldırmaz.
Ve sistemin sürdürülebilmesi için ritim gerekir: bir tür süreklilik. Tekrar tekrar ve yine ve yeniden.
Çünkü biliyorum ki, insanlar değişir. Koşullar değişir. Hatta sen bile değişirsin. Her eksikliği ve
doğruluğu kabul ederek, bu oyun hep devam eder.
Her birey, bu oyunda kalmak zorundadır. Sadece oyunda kal. Sana ne derlerse desinler.
Ve Sonunda Thales Dedi Ki:
“Ben bilgiyi yalnızca gerçeğe ulaşmak için ararım, zenginlik için değil.”
Bu, her şeyin maddi kazanç uğruna yapıldığı bir dünyaya verilmiş en güzel derslerden biridir.
Ve çok yakında...
Thales’i çok daha iyi anlayacaksınız.
Çünkü hepimiz bir gün kendi kuyumuza düşeriz. Ve oradan yıldızlara bakmayı öğreniriz.
Cunku , hayat , her zaman ogretiyor.
—Yigit Brave Cesur | Apr 6, 2025
For English - Follow me my Linkedin
The Well of Thales
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder